11 Ağustos 2012 Cumartesi

TARİHE TARİHİ VEFASIZLIK

FAYSAL SARIYILDIZ

"Medeniyetlerin Beşiği" olarak tanımlanan Mezopotamya toprakları üzerinde hiçbir dönem eksik olmayan kargaşa ve savaşlar, maddi ve insan kayıplarının yanı sıra genelde ekolojik denge ve önceki dönemlere ait uygarlık kalıntılarının tahribatı şeklinde gerçekleşti. Binyıllar boyunca birçok aydınlanmacı, kültürel ve teknik gelişmeye imza atan Sümer, Babil ve Akad uygarlıklarına ait antik kalıntılar son Irak müdahalesinde talan düzeyine varan saldırıların hedefi haline geldi. Bölge illerinde 15 yıl boyunca süren çatışmalı süreçte binlerce köyün boşalıp yerle bir olması, insani ve maddi boyutu ile çoğu kez gündeme geldi. Oysa daha 10 bin yıl önce ilk tarım toplumlarının ortaya çıktığı, şehir devletlerinin kurulduğu, sanat ve teknik alanında önemli gelişmelerin kaydedildiği, dünyanın iki temel kültürü olan Helenistik ile Doğu hayat tarzlarının bütünleştiği Mezopotamya topraklarında antik şehirler üzerinde kurulan birçok köyün arkeolojik yapılarla birlikte yerle bir olması güvenlik gerekçesiyle görmezden gelindi. Şırnak il sınırları içerisinde yer alan Cudi ve Gabar dağlarında geçmişi Guttiler dönemine kadar uzanan birçok antik yapı hava bombardımanına varan saldırılara uğradı. Büyük İskender ve Timur'un ordularına göğüs geren Şah (Şax), Finik, Kasrik, Dàra gibi antik kentler son darbeyi bölünme-parçalanma paranoyasından aldı. 

Gönülleri fetheden eşsiz doğası ve eski zamanlara ait ihtişamı birkaç yıl öncesine kadar koruyan Cizre'nin doğusundaki Şah yerleşim yeri (Çağlayan Köyü), Cudi Dağı'nın batı yamacına mitolojik kaynaklara göre Nuh Tufanı'ndan sonra kuruldu. Edebiyatçı Ehmede Hani'nin sinemaya uyarlanan Kürtçe "Mem û Zîn" eserinin çekim platosu da olan Şah, gerek doğal güzellikleri gerekse güvenli konumu ile birçok uygarlığın ilgisini çekti. Burada antik kenti çevreleyen sur dışında birbirinden bağımsız, farklı uygarlıklardan izler taşıyan mimarisiyle altı kale bulunuyor. Kürt, Keldani ve Ermenilerin bir arada yaşadığı bu bölgede aynı kalenin içinde yan yana bulunan kilise ve cami kalıntıları, bölgede kültürler ve inançlar arası dayanışmanın kadim gerçekliğine güzel bir örnek sergiliyor. Kayalara işlenmiş çivi yazıları da, antik kentin kuruluşuna dair önemli bir ipucu veriyor.
Milattan önce 330'lı yıllarda Makedonya hükümdarı Büyük İskender'in hakimiyetine de giren antik kentte, bu uygarlığa ait eserlere rastlamak mümkün. Farklı yerlerde dik kayalar üzerine yontma tarzı ile gerçek boyutlara yakın işlenmiş altı adet insan kabartması fikir birliği etmişçesine el işaretiyle aynı yönü gösteriyor. Kimine göre bu işaretler bir hazineyi gösterirken kimisi de doğuya yönelmiş bu parmak işaretleriyle Büyük İskender'in binlerce askerinin geçmeye çalışırken telef olduğu Cudi Dağı'nın heybetine dikkat çekilmek istendiğini düşünüyor. 

Finik harabeleri
Ancak 1992 yılında köyün boşaltılmasına karar veriliyor. Hanelerle birlikte tarihi yapılar da barınak vasfını yitirsin diye top mermilerinin hedefi haline geliyor. Binlerce yıl ayakta kalan insan kabartmalarının gövdesine mermiler saplanıyor. Köyün dışında bulunan Bagoz adındaki görkemli tarihi kilise çöktürülüyor. Bölge çapında isminden söz ettiren üzüm, ceviz, nar, incir bahçeleri yangında kül oluyor. Bir hanenin üzerine düşen kazan bombası içerde canlı bırakmayınca köy halkı yaşamının büyük bir parçasını ardında bırakarak can havliyle toprağını terk ediyor.

Şırnak'ın 35 km. kadar güneybatısında Gabar dağ uzantısının Dicle nehri ile kesiştiği bir vadi ağzında, Pinaka-Pinyaka adıyla MÖ 4 bin yıllarında Guttiler tarafından kurulan Finik yerleşim yerinin kalıntıları, son yıllara kadar ulaştı. Beyaz kalker taştan yapılan, kale ve içindeki saray, zindan, sarnıç ve nehre inen tünel ile antik bir yerleşim yeri olan Finik, en yaşamsal darbeleri son dönemlerde aldı. 90'lı yıllara kadar yerleşime açık olan antik yerdeki haneler de boşaltılınca tarihi yapılar tahrip edildi. 

Pîra Finik
Rivayete göre Finik'te Pîra Finik (Finikli yaşlı kadın) adında bir kadın hükümdar yaşar. İmparatorluğa haraç vermeyi reddedince Pîra Finik'in üzerine teçhizat ve nicelik olarak daha güçlü bir ordu gönderir. Kadın komutanın askerleriyle Finik kalesine sığındığını gören İmparatorluk komutanı, kaleyi aylar boyunca kuşatma altında tutarak isyancıları esir almaya çalışır. Kış ortasına kadar süren kuşatma nedeniyle ordusu açlıktan kırılma kertesine gelen Pîra Finik, kaledeki tek hayvan olan dişi köpeğin sütüyle yaptırdığı yoğurdun yanına elde kalan son birkaç baş yeşil soğanı da bırakarak düşman komutanına ısmarlar. Bu davranış karşısında şaşkınlığa uğrayan düşman komutanı işgali kaldırarak askerlerini geri çeker.

Kutsal kitaplarda sözü edilen mitolojik Nuh Tufanı ardından insanlığın ikinci doğuşunun gerçekleştiği bu coğrafyanın her karışında bir uygarlık izi bulmak mümkün. Yine Gabar Dağı'nda insanüstü güçler tarafından yapıldığına inanılan heybetli şehir suru ve içindeki kent kalıntılarının bulunduğu Dàra Harabeleri, Cudi Dağı'ndaki Bajarıkard ve Giràçolya yerleşim kalıntıları bunlardan bazıları. Şırnak-Cizre arasında bulunan Kasrik boğazındaki Gutti medeniyetinden kalma harabelerden kayalıklara tünel kazılarak su yolu açıldığı ortaya çıkıyor. 

Kasrik'te geçen yıla kadar sıkı denetimleriyle adından söz ettiren askeri kontrol noktasına birkaç metre mesafede yer alan kayalıklarda binlerce yıl önce işlenen at üstündeki savaşçı kabartması bir yıl öncesine kadar sağlam kalabildi. Yontu gövdesinde geçen yıl açılan mermi oyuğu Kültür Bakanlığı'nın kültür politikalarını gösteren bir vesika olarak duruyor. Binlerce yıllık geçmişe sahip kültür birikimlerinin dönemsel sıkıntılardan dolayı telafisi mümkün olmayan bir biçimde tahrip edilmesinin, bu sıkıntıların temelinde yatan sosyal ve siyasal çözümlere tercih edilmesi uygarlık tarihi ile bağları kopmuş, kültürel aidiyet kaygısı taşımayan, kabalığı çözüm şekli gören geri düzeyde bir toplumsal yapıya neden olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder