11 Ağustos 2012 Cumartesi

"ACİL" İHRACAT SANTRALLERİ

FAYSAL SARIYILDIZ

Son yıllarda çevresel etki, ekolojik denge, insan sağlığı, ulusal ekonomi bağlamında devlet ve sivil inisiyatiflerin farklı yaklaşımları ile gündemimizin önemli unsurlarından biri haline gelen termik santrallere ilişkin söylenecek her söz daha önce söylenenlerin tekrarı olacak. Ancak 1950'lerde nesli tükendiği sanılan Hazar Kaplanı'nı halen barındıracak denli (Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın 'GAP Biyolojik Çeşitlilik Araştırması'na bakılabilir) doğal hayat açısından zengin olan Cudi Dağı'nın yamacında inşaatına başlanan termik santralin, atmosfere salacağı zararlı maddelerin oranı ve üretilecek enerjinin tüketim alanı bakımından diğer santrallerden ayrılıyor olması, termik santralleri tekrar ele almayı gerektiriyor.

Doğaya olumsuz etkileri nedeniyle dünyanın her yerinde, kullanım amacı, sürekli elektrik üretiminin ötesinde, sadece doğal afet gibi hayati önem arzeden durumlarda ilgili yöreye elektrik enerjisi sağlamak olan termik santrallerin, herhangi bir somut "acil" ihtiyacı karşılamaktan uzak, kâr amaçlı uluslararası ticarette kullanılmak istenmesi sivil kitle örgütleri, bölge belediyeleri ile halkı red cephesinde bir araya getirdi.

Şırnak'ın Silopi ilçesinde 2000 yılında faaliyete geçen Karadeniz Toptan Elektrik Ticaret A.Ş. (KARTET), savaşın ardından açılan Irak piyasası iştahını kabartınca, 35 MW olan kapasitesini, diğer bölgelerdeki santrallerini de buraya çekerek 200 MW'a çıkardı. Geçen aylarda KARTET'in yeni santrallerini devreye koymak amacıyla düzenlediği açılış törenine katılan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, yaptığı konuşmada, özel sektörün devreye girmesiyle enerji "ihracatının" artacağını "müjdeledi". Bunun akabinde Park Holding bünyesinde faaliyet gösteren Silopi Elektrik A.Ş. zengin bir bitki örtüsüne sahip, bölgenin meyve ihtiyacını karşılayan Görümlü-Çalışkan beldeleri arasında 20 yıl boyunca faaliyet yürütecek 110 MW kapasiteli termik santralin inşaatına başladı. Açılışı 23 Eylül 2006 tarihi düşünülen (milli duyguların tavana vurduğu bir gün!) santralin yakıt ihtiyacını yüzde 7 kükürt oranlı (şu ana kadar ülkede kurulu bulunan santraller arasında çevreye salacağı kükürt oranı en yüksek) asfaltit madenlerinden sağlayacak. Petrolün katılaşmış hali olan yüksek ısıl değerli (6000 kalori) asfaltit yataklarının içerisinde uranyum dahil nadir mineraller de bulunuyor. Ayrıca asfaltitler bitki gelişimini engeller, neden olduğu asit yağmurları, suya ve toprağa geçerek yapılarını değiştirir, toprak ve suyla ilişkide olan canlılar zarar görür. Hava kirliliği etkisi altında yaşayanlarda Akciğer kanseri, bronşit, ruhsal problemler, hamile kadınlarda düşük riski artar.
Sivil inisiyatif büyüyor

Santralin "acil" bir durum olmaksızın ihracata yönelik üretim yapacak olması, şimdilik ülke gündemini meşgul etmese de bölgede çevreci sivil inisiyatiflerin oluşmasına neden oldu. Çevrecilerin hukuki zaferi sayılan, mahkemelerin, Samsun'un Tekkeköy ilçesinde kurulan termik santralin kuruluşuna olanak sağlayan kararın iptali ile Yatağan ve Gökova termik santralarını kapatma kararı (Bakanlar Kurulu'nun hukuk dışı olan kararlarıyla faaliyetleri halen sürüyor olsa da) çevre gönüllülerine büyük bir moral oldu. Avukat, doktor, mühendis, gazeteci gibi birçok meslekten insanın bir araya gelerek oluşturduğu sivil inisiyatif grubu, bölgede bütün belediye, siyasi parti temsilcisi, sendika gibi kurumların da desteğini arkasına alarak çığ gibi büyüyor.

Termik santrallerin doğaya verdiği zarara dikkat çekmek için futbol maçları, müzik dinletileri, basın açıklamaları, imza kampanyaları gibi etkinlikler düzenleyen inisiyatif üyeleri, termik santralleri bütün yönleriyle teşhir eden dosyalar dolusu belge topladı. Sağlıktan, basından, hukuktan sorumlu birimler oluşturuldu.
İnisiyatifin hukuk komisyonu KARTET ile Silopi Enerji A.Ş.'nin çevre mevzuatına ve kamu yararına uygunlukları ve çevresel etki değerlendirmelerinin yapılması talebi ile dava açmaya hazırlanıyor. Yapılan açıklamalarda bölgenin fosil ve nükleer yakıtlara alternatif ekolojik denge için yenilenebilir doğal enerji kaynakları açısından büyük bir rezerv teşkil ettiğine dikkat çekildi.

Uygar dünyaya eklemlenmenin çevresel boyutunda son dönemlerde kararlarıyla olumlu bir intiba tesis etme sürecine giren yargının hayati önem arz eden durumların dışında tamamıyla kâr amaçlı faaliyet yürüten bu santrallere ilişkin vereceği karar tüm bölge halkı tarafından merakla bekleniyor.

22/08/2004 (RADİKAL İKİ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder